14 Mayıs 2016 Cumartesi

İzmir - Urla Bilinmez Gezisi

İzmir - Urla Bilinmez Gezisi



Normalde gezilerimize sabahın erken saatlerinde başlamaya alışmıştık ama bu sefer biraz farklı oldu.Sabah erken başladığımız gezilerde kahvaltının ardından ( muhtemel 11 civarı ) gezmeye fotoğraf çekmeye başlardık. Ama ışığın aşırı dik gelmesi fotoğrafların güzel çıkmasını engelliyor ve gezi esnasında da bizim fazla yorulmamıza sebep oluyordu.

Bizde bu hafta geç geziye başlayıp günün en güzel saatlerini ( akşam üstü 17 ile 20.30 arası ) fotoğraf çekerek geçirmek istedik.  Tabi hava durumuna bakmamak bizim hatamız oldu :(
Gün boyunca bulutlu  kapalı bir hava olduğu için ne gün batımını çekebildik nede geç buluştuğumuz için kahvaltı keyfini yapabildik :( 

Herhangi bir rota çıkarmadan  Urla istikametinde gitmeye karar verdik :) 

Yolda hep dikkatimi çeken değişik bir yapı vardı. Yedi yıldır yanından geçip gittiğim yapının yanında ilk defa durarak ne olduğunu incelemeye başladık. 

İzmir
Resim yazısı ekle


Güzelbahçe


Bu fotoğrafları çekerken yanımıza polis abiler yanaşıyor. İlk başta sert yapıyorlar ama bizden zarar gelmeyeceğini anlayınca muhabbetele yaklaşıtı.

Ufak tefek bilgiler verdi bize burda geçenlerde bir intihar vakaası yaşandı v.b. gibi.

Kendim için ve bilmeyenler için biraz araştırdım ben buyrun ;

-K
örfeze giren gemileri gözetlemek amacıyla Denizcilik Müsteşarlığı tarafından inşa edilmiş bir kuleymiş 

- 11 katlıdır

- Ege bölgesinde farklı yerlerde gözetleme evleri bulunmaktadır.

Molamızı bitirip Urla istikametinde devam ediyoruz. Ara yollardan giderken sağımızda Urla Yelkenli Sörf Spor Klübünü görüp oraya dönüyoruz.

İzmirde yapmak istediğim sporlardan bir tanesi de bu. Gördükce sürekli aklıma geliyordu. İlk defa bu kadar yaklaştım. E haliylede hemen gidip bilgi aldık :)









Burda beni şaşırtan şeylerden bir tanesi sporcuların neredeyse tamamı yabancı insan. Bekleme salonunda deniz kenarında herkes yabancıydı. İlginç geldi :)

Aşağıda verdiğim linkte gittiğimiz spor kulübünün yetkilileri ve kurs içerikleri ile ilgili bilgilere ulaşa bilirsiniz 

http://urlayelken.com/index.php/galeri

Burda 2 saat kadar vakit geçirdikten sonra yolumuza devam ediyoruz. 

Önümüze Karantina adası denilen yer çıkıyor.

Ada hakkında kısa bir bilgi vereyim;

-Osmanlı döneminde inşa edilmiştir.

-1823 yılında yapılmıştır.

-Dünya da Amerika'da, Hırvatistan'da ve Türkiye'de olmak üzere sadece 3 tane Karantina adası vardır.

-Gemilerle gelen insanların, eşyalarının, yanlarında getirdikleri ticari malların temizlenmesi dezenfekte edilmesi amacıyla kurulmuştur.

-İnsanlarla birlikte gemilerde dezenfekte edilirmiş. İçerisindeki tüm kapılar ve pencereler kapatıldıktan sonra gaz yağı ve kükürt yakılarak dumanın içeride kalması sağlanırmış.
Bu işlem 3 er gün ara ile bellirli müddetlerde yapılırmış.

-1950 yılına kadar aktif olarak kullanılmıştır.

-Gelen yolcularda eğer hastalık teşhis edilmezse 3 gün sonra yoluculuğa devam edilmesi sağlanırmış. Ama hastalık teşhis edilir ise yolcuların oradan çıkmasına izin verilmez...
Ölünceye kadar bir adada hapis kalmak... ( Nedense bana korkunç geldi ) 

-300 ün üzerinde insanın adanın bir tarafındaki mezarlıkta gömülü olduğu tespit edilmiştir.

Bu kadar iç karartıcı haber yeter sanırım :) 

Biz maalesef adayı gezemedik. Sadece kurs görmeye gelen sağlık bakanlığı personli girebiliyormuş...

İçeride çekilmiş hiç fotoğraf yok o yüzden ama kapısında bir kaç kare alabildik 









Gezerken insan vaktin nasıl geçtiğini gerçekten anlamıyor. Saatin 17.00 ye geldiğini fark ediyoruz. Urla merkeze doğru gideceğiz ama etrafımız o kadar güzel güzel ki dura dura ilerliyoruz. 











Artık merkeze gelip geziyoruz. Ama oturduğumuz yer hakkında bir bilgi vermek istiyorum.

Ünal Kardeşler adında bir yere oturduk ama keşke oturmasaydık. 12 tl ye Çiğ börek yedik ama içerisinde en fazla 50 gr kıyma vardı :/

Resmen insan kandırıldığını hissediyor. Üstelik ayrana istenen ücrette insanı çıldırtıyor. Tek güzel tarafı manzarası ama onun da 10 katı güzel yerlerde vaktimizi geçirip gelmiştik zaten....

Yani buraya oturmayın derim ben.
 




Burdan sonda İzmire direk sürüp geliyoruz. Kahve içmek için Güzelyalıdaki Kahve Diyarını tercih ediyoruz.

Akşam eve geldiğimde bir kere daha PCX ile yolculuğun ne kadar keyif li olduğuğunu fark ediyorum :) 

Dudaklarımda büyük bir tebessüm oluşuyor. Benzin göstergesi yeni yanıp sönüyor.

sanırım 30 Tl. lik yakıt ile 321 km yol gitmişim :D Üstelik çoğuda iki kişi :)


Bir sonraki gezide görüşmek dileğiyle...

Yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorumm... Hoşcakalınn...


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder